Sorry, no posts matched your criteria.

Galataport Jazz Yeniden: Boğaz’da Caz’la Buluşma Zamanı

İstanbul Boğazı’na nazır eşsiz atmosferiyle şehrin caz haritasındaki yerini sağlamlaştıran Galataport Jazz, ikinci edisyonuyla geri dönüyor. 14–15 Haziran tarihlerinde, Doğuş Meydanı’nda gerçekleşecek bu özel festival, caz dünyasının önde gelen isimlerini açık havada ve tamamen ücretsiz bir programla müzikseverlerle buluşturacak. Festivalin bu yılki programında Benjamin Clementine, Richard Bona, Oscar Jerome, Elif Çağlar, Emma Smith ve Selen Beytekin gibi uluslararası sahnelerin öne çıkan sanatçıları yer alıyor.

İstanbul Boğazı’nda İki Günlük Caz Maratonu

Volkswagen ana sponsorluğunda, D.ream, D-Saat ve Doğuş Sigorta’nın destekleriyle düzenlenen Galataport Jazz, cazın evrensel dilini İstanbul’un ritmiyle birleştiriyor. Festival, sadece bir konser serisi değil; aynı zamanda farklı kültürlerin, müzik disiplinlerinin ve şehir yaşamının bir araya geldiği canlı bir kamusal alan deneyimi sunuyor.

14 Haziran’daki açılış konserini caz sahnesinin önemli vokallerinden Selen Beytekin gerçekleştirecek. Ardından Londra çıkışlı söz yazarı ve gitarist Oscar Jerome, modern caz-funk tınılarıyla sahneye çıkacak. Gecenin finalinde ise sıra dışı sahne duruşu, şiirsel lirizmi ve eşsiz vokaliyle Benjamin Clementine, izleyicilere Boğaz manzarasına karşı büyüleyici bir performans sunacak.

15 Haziran’da festival, caz eğitimini efsane Sheila Jordan’dan alan ve New York’taki Queens College’ın bu alandaki ilk Türk mezunu olan Elif Çağlar ile başlayacak. Ardından, İngiltere caz sahnesinin yükselen sesi Emma Smith sahneyi devralacak. Festivalin kapanışında ise sahne, Grammy ödüllü bas virtüözü Richard Bona’nın olacak. Dinleyiciler, Bona’nın Afrika kökenli melodileri cazın evrensel diliyle buluşturduğu performansla müziğin birleştirici gücünü bir kez daha hissedecek.

Bir Festivalden Fazlası: Kamusal Alanda Sanata Yatırım

Galataport İstanbul’un Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Bali, festivalin şehirle kurduğu ilişkiyi şu sözlerle özetliyor:

“Galataport İstanbul’un en temel vizyonlarından biri, bu özel bölgeyi şehre yeniden entegre etmek ve herkese açık, kapsayıcı bir yaşam alanı yaratmak. Milyonlarca misafirimizi sanatla buluşturmak için kamusal alanda sanata yatırım yapmaya devam ediyoruz. Galataport Jazz, bu anlayışın önemli bir yansıması.”

Festival küratörlerinden ve organizasyon ekibinden Selen Beytekin ise cazın İstanbul’daki çokkültürlü yapıyla nasıl örtüştüğünü şöyle anlatıyor:

“Boğaz’ın kıyısında, farklı kültürleri bir araya getiren bu alan, cazın doğal sahnesi. Galataport Jazz, bu zenginliği müzikle yeniden yorumluyor ve hep birlikte rengarenk bir dünyayı paylaşıyoruz.”

Pozitif Müzik Programlama ve İçerik Uzmanı Pelin Furuncı da bu yılki seçkinin, uluslararası arenada ses getiren genç sanatçıların yanı sıra cazın usta isimlerini de sahnede buluşturduğunu belirtiyor:

“Farklı caz disiplinlerinden gelen sanatçılarla oluşturduğumuz bu program, Türkiye’de müzikseverler için nadir bulunacak bir deneyim sunuyor.”

Boğaz’ın Kıyısında Kamusal Caz Deneyimi

Galataport Jazz, yalnızca cazseverlerin değil; sanatla iç içe olmak isteyen herkesin radarına girmeye aday. Festivalin ücretsiz ve erişilebilir olması, şehirde kültür-sanat alanında örnek bir duruş sergiliyor. Boğaz’ın huzur verici manzarası eşliğinde, cazın doğaçlamacı ruhuyla hayat bulan bu iki gün, şehrin ritmini yeniden tanımlıyor.